Gece...... kuşkulanmaya başladım artık, söylenmesi gereken
fakat göğüs kafesimde tutsak kalan sözcükleri
özgürleştiren güç, galiba göz kapaklarımın birleşimine oturan uyku ile
eklemlerimde tepinen yorgunluktu ve açığa çıkan duyguların verdiği rahatlıkla baştan çıkarılıyor aklım, cezbediliyor
parmaklarım. Diğer bütün zihinler, güzel
uykunun sıcak koynuna girmişken, ben aldatıyorum nazik sevgilimi; beni dinleyen ucuz , sert bir kalem ve kendisini istediğim gibi
kirletmeme izin veren beyaz, boş bir kağıt ile. Ama bu sefer, dökülen kelimelerin
boğazımda bıraktığı acı tadı bastıracak çilekli cheesecake yok masada ve içimdeki yanmanın nedeni ,çok daha
derinlerden geliyor. Farkındayım, ortasındayım
artık . Başlangıç ile son noktanın arasında bir yerde. Bitene kadar
değişmeyecek olan bendeyim. Her şeyi ümit
eden ama hiç bir şey istemeyene dönüştüm.
Herkesi arzulayıp, kimseyi yaklaştırmayanım artık. Sorunlarımın çözülemeyeceğini
düşündüğümden değil, sonuçların beni asla tatmin etmeyecek olduğunu fark ettiğimden; çabalamadan, zahmetsizce,
hayal kırıklıklarının üzüntüsü olmadan, yitip gitmenin peşindeyim ben.
Bilinçaltım
kabul etmiyor yenilgiyi, karşı koymak istiyor, ne zaman ki benliğim zayıflıyor,
o saldırmaya başlıyor ve bu sesiz yardım çığlıkları, ortaya çıkıyor. Biliyorum,
devam edebilmek için; kaybedilenin geri döndürülemezliği karşısında, çaresizliğine
duyduğu nefretten gelen güç ile kendini
çıkan her duvara çarpıyor. Önüne gelen her fırsata
tırnaklarını geçirmeye, nafile günlerin boşluğunu doldurmaya çalışıyor. İmrenilenin
yanında, nefesi yeter mi diye sormadan koşuyor. Gecenin ortasında, gün boyu kafasını dolduran fırtınayı anlamaya
çalışıyor, belki sona ulaşacak yolu tekrar bulurum diye..............
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder